Ravza Gülüm
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Cocugumuza Ramazani Yasatmak

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Zehra
Admin
Zehra


Mesaj Sayısı : 724
Kayıt tarihi : 31/10/09
Yaş : 33
Nerden : Almanya

Cocugumuza Ramazani Yasatmak Empty
MesajKonu: Cocugumuza Ramazani Yasatmak   Cocugumuza Ramazani Yasatmak I_icon_minitimeÇarş. Kas. 04, 2009 3:14 pm

Kısaca
diğer zamanlarda helal olan şeylerden günün bir bölümünde uzak durmak
şeklinde tanımlayabileceğimiz oruç ibadeti, bir ay boyunca hayatımızı
kuşatan bir olgu haline gelmektedir. Mesnevîde Mevlâna, orucun
dilinden, Oruç der ki; bu,helalden çekindi, bil ki harama ulaşmasına
artık imkan yok. (Mevlâna, Mesnevî c. V, İstanbul, 2001, s. 19) diyerek
bu ibadetin gereğince yerine getirildiğinde hayatımızdaki dönüştürücü
rolüne vurgu yapmaktadır. İradesini haramlardan uzak kalma yönünde
kullanabilen bir insanın, bir daha haramla işinin olmamasından daha
doğal ne olabilir ki Ramazan ayını oruç ibadetinin tüm gereklerini
yerine getirmeye çalışarak geçirmek, sair zamanlarda da hal ve
hareketlerimize dikkatli ve özenli olmamızı sağlayacaktır. Nitekim
ibadetten beklenen de insana değer katmasıdır.


Eğer çocuklarımız varsa, bu ayı onlara en iyi şekilde yaşatmanın
sorumluluğunu hissetmeli, ruhî yükselişimize tanıklık etmelerine ortam
hazırlamalıyız. Çocuklarımıza orucun sadece bedenî değil, aynı zamanda
ruhî bir arınma olduğunu ancak yaşayarak gösterebiliriz.


Maddî ve manevî birçok faydası bulunan oruç ibadetine, çocukların,
büyüklerini taklit etme isteğinin sonucu olarak, erken yaşlardan
itibaren yöneldiği görülmektedir. Çocuğumuzun manevî eğitimi için son
derece önemli olan bu yönelmenin iyi değerlendirilmesi gerekir.


Öncelikle bu ayın değerinin Kuran-ı Kerimin bu ayda indirilmeye
başlanmasından kaynaklandığı unutulmamalıdır. (Bakara, 185) Kur'an'la
buluşmamız ve çocuklarımızı Kuranla buluşturmamız için bu ay önemli bir
fırsattır. Yetişkinler camilerde ya da evlerde karşılıklı Kuran okuma
olarak bilinen mukabelelere devam etmek suretiyle Kuranla
buluşmaktadırlar. Bu buluşma sevincini çocuklarımıza da yaşatabilmek
için onlara özel Kuran okuma saatleri düzenlenebilir. Kuran okurken
çocuklarımızı Kuranın Arapça metni yanında Türkçesinden de haberdar
etme gayreti içinde bulunursak kutsal kitabımızla buluşmamızın tam
manasıyla gerçekleşmiş olacağını söyleyebiliriz.


Çocuklar oruç ibadetine alıştırılırken, bedensel gelişimleri ve
sağlıkları göz önüne alınmalıdır. Oruç tutulan bir çevrede büyüyen,
çocukların kendiliğinden yetişkinler gibi oruç tutmak istedikleri
gözlemlenmektedir. Bu istek çocukların, oruç ibadetine alıştırılmasında
kolaylaştırıcı bir unsur olmakla birlikte, çocuğun oruca dayanıp
dayanamayacağını belirlemek çevresindekilere düşmektedir. Oruca
alıştırma düşüncesiyle çocukların zayıf düşmesine ve bıkkınlık
getirmesine neden olacak yaklaşımlardan uzak durmak gerekir. Bununla
birlikte, bedensel bakımdan gelişmiş, sağlığı yerinde olan çocukların
bazı günler oruç tutmayı denemelerine izin verilmelidir. Okul hayatının
aksamaması için, okul çağı çocuklarında bu denemelerin hafta sonlarına
getirilmesi daha doğru bir tercihtir. Mükellef olmamakla birlikte
yaptığı ibadetin bilincinde olan çocukların, başladıkları oruçları
zorunlu nedenler olmadıkça bozmalarına izin verilmemelidir. Bu sayede
çocuk, başlanan bir ibadete sonuna kadar devam edilmesi gerektiğini
öğrenmiş olacaktır.


Ramazan ayı dışındaki zamanlarda günün her vaktinde doğal olan
yeme-içme gibi eylemlerimizin, bu ayda niçin kısıtlandığının mantığının
çocuğa izah edilmesi gerekir. Bunu yaparken, sağlıkla ilgili nedenlerin
yanı sıra bedenimizin isteklerine hükmedebilmenin gerekliliğinin de
altı çizilmelidir. Bu şekilde güçlenen irademizle şartların bizi değil,
bizim şartları kontrol edebileceğimiz ve zorlukları yenebileceğimiz
söylenebilir.


Bilindiği gibi, yeme-içmeden bir müddet uzak kalmanın faydasıyla ilgili
en çok söylenen, fakirlerin ve muhtaç durumda olanların hissettiklerini
duyumsamaktır. Ancak bu duyumsamanın olabilmesi için iftar ve sahur
sofralarında israftan kaçınmak gerekir. Gün boyu aç kalan insanların,
acıkan doymam sanır sözünü haklı çıkarırcasına hazırladığı sofralar,
orucun mantığıyla tezat teşkil etmektedir. Diğer taraftan iftar
sofralarının paylaşma ve dayanışmaya katkısı artarak devam
ettirilmelidir. Her ne kadar son yıllarda büyük şehirlerde yerel
yönetimler tarafından ramazan ayına özel hazırlanan çadırlarda iftar
sofraları büyük kitlelere ulaşsa da; komşu ve akrabalara yönelik
evlerde düzenlenen iftar davetleri geleneğine sahip çıkılmalıdır.
Yüzyılımızın insanın önemli korkularından biri haline gelen yalnızlık
korkusunun önüne geçilmesinde, bu tip geleneklerin korunmasına ihtiyaç
vardır.


Ramazan ayı boyunca yardımlaşmak için her fırsatı değerlendirmeli,
çocuklarımıza da bu yardımlara katılma imkanı tanımalıyız. Çevremizdeki
yoksul, kimsesiz ve düşkün insanlara karşı daha duyarlı olmalı, bu
insanlara bir şekilde faydalı ola bilmenin yollarını aramalıyız.

En
azından ziyaretlerde bulunmak suretiyle bu insanların gönüllerini
almalı, bu ziyaretleri mümkün olduğunca çocuklarımızla birlikte yapmaya
özen göstermeliyiz. Çocuğumuza Ramazan ayına özel bir sadaka olan fıtır
sadakasının önemini anlatarak, bu sadakanın tamamını ya da bir kısmını
harçlığından demesini isteyebiliriz. Böylelikle çocuğumuzda bir ölçüde
zekât ibadetinin de alt yapısını oluşturmuş oluruz.
Oruçtan
amacın olgunlaşıp manevî yükselişe ermek olduğunun bilincinde hareket
edilmelidir. Çocukların orucu sadece yeme içmeden uzak durmak şeklinde
bir ibadet olarak algılamalarına izin verilmemelidir. Nitekim
Peygamberimiz, Kim kötü söz ve davranışları bırakmazsa, onun yemesini içmesini terk etmesine Allahın ihtiyacı yoktur.
(Tirmizî,
c. III, no:707) diyerek; oruçluyken kötü söz ve davranışlardan uzak
durmanın, yeme içme den uzak durmaktan daha önemli olduğunu ifade
etmiştir. Maalesef bazı insanların, ramazan günlerinde diğer günlerden
daha asabi davrandıkları görülmektedir. Bu insanlar kaba ve kırıcı
davranışlarının mazereti olarak oruçlu olmalarını ileri sürmek
suretiyle, orucun ruhuna aykırı hareket etmektedirler. Zira oruçlu
insan durup dururken başkalarına sataşmak şöyle dursun, kendisine
sataşıldığı anlarda bile Ben oruçluyum.
(Buharî,
Savm, 5) demek suretiyle öfkesini dizginleyebilmelidir. Orucun
irademizi güçlendirici rolü asıl bu noktada devreye girmektedir.
Özellikle çocuklarımız, oruç ibadetinin bize sağladığı anlayış, hoşgörü
ve sükûneti gözlemleyebilmelidir. Bu çerçevede ramazan günlerini hayatı
ağır çekimde yaşıyormuş gibi geçirmek de doğru değildir. Ramazan ayı
dışında yeme-içmeyle geçen zamanlar başta kitap okumak olmak üzere
zihinsel, sosyal vb. aktivitelerle değerlendirilebilir.

Sonuç olarak, gereğince değerlendirilebilen bir Ramazan ayı, bireye
maddî ve manevî birçok kazanımlar sağlayacaktır. Bu kazanımlar, sadece
bireyin kendisinde kalmamalı, başta çocukları olmak üzere
çevresindekilere de yansımalıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.Ravzadesign.de
 
Cocugumuza Ramazani Yasatmak
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ravza Gülüm :: Aile Ve Çocuk :: Çocuk Terbiyesi-
Buraya geçin: