Ravza Gülüm
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Zehra
Admin
Zehra


Mesaj Sayısı : 724
Kayıt tarihi : 31/10/09
Yaş : 33
Nerden : Almanya

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Empty
MesajKonu: Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite   Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite I_icon_minitimeÇarş. Kas. 04, 2009 3:25 pm

Son
25-30 yıldır Çocuk Psikiyatrisi kliniklerinde dikkat eksikliği
hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tanısı popülaritesini korumaktadır.
Tarihsel süreç içinde minimal beyin disfonksiyonu, hiperkinezi,
hiperkinetik sendromu ve hiperaktiviteli dikkat eksikliği sendromu gibi
farklı isimlerler ele alınmış, son sınıflama sisteminde ise dikkat
eksikliği hiperaktivite bozukluğu olarak tanımlanmıştır. DEHB tanımı
ile yukarıda sayılan tanımlar arasında belirgin farklılıkların olduğu
bir gerçektir. Günümüzde DEHB alt tipleri tarif edilerek tanısal
yaklaşım sınırları genişletilmiştir.




DEHB
çocuklu çağının en önemli psikiyatrik sorunlarının başında gelir.
Aileyi, okulu ve toplumu ilgilendiren yönleriyle ve geniş anlamıyla bir
eğitim ve öğretim sorunudur. Sorunun erken teşhisinde tedaviden elde
edilen sonuçların yüz güldürücü olması hiperaktivitenin sağlık ve
eğitim alanında çalışanlar tarafından mutlak bilinmesi gerekli konular
arasında yer alması gerçeğini göstermektedir.




Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu,



Aşırı hareketlilik,


Dikkat eksikliği ve


İmpulsivite olarak sınıflandırılabilen üç temel belirti kümesinden oluşur.



AŞIRI HAREKETLİLİK (HİPERAKTİVİTE)



Aslında
her çocuğun hareketli olması beklenir. Çocuk koşar, düşer ve gürültü
çıkararak oynar. Bunların hepsi doğal karşılanabilir. Ancak DEHB’da ise
çocuğun hareketliği aşırıdır ve yaşıtlarıyla kıyaslandığında farklılık
hemen anlaşılır. Genellikle bu çocuklar bir motor tarafından
sürülüyormuş gibi sürekli hareket halindedirler. Bitmek tükenmek
bilmeyen bir enerjileri vardır. Yükseklere tırmanır, koltuk tepelerinde
gezer, ev içinde koşuşturur ve dur sözünden anlamazlar. Sakin bir
şeklide oynamayı beceremez, bir süre sakin bir şekilde oturamazlar.
Oturmaları gereken durumlarda ise elleri ayakları kıpır kıpırdır. Çok
konuşur, iki kişi konuşurken sık sık lafa girerler. Masanın başında
oturamaz, dolayısıyla derslerini uygun mekanlarda çalışamazlar.




DİKKAT EKSİKLİĞİ



Çocukta
dikkat kusuru özellikle eğitim hayatının başlamasıyla belirgin hale
gelir. Okul öncesi dönemde de her şeyden çabuk sıkılan ve bıkan bu
çocuklar, oyuncaklardan dahi sıkılıp kısa bir süre sonra onları
parçalamayı tercih ederler. Okulun başlamasıyla birlikte öğrenmeye
karşı ilgisizdirler. Ödev yapmayı sevmez, anne/baba ve öğretmenin
zoruyla ödev yaparlar. Ödevleri yapmakta hayli zorlanırlar. Masanın
başına oturamaz, otursalar dahi çeşitli bahaneler uydurarak (tuvalete
gitme, su içme gibi) sık sık masa başından kalkarlar. Anne /babayı ders
çalışırken sürekli yanlarında isterler. Üzerine aldıkları bir işi
sürekli bitirmekte zorlanır, bir işi bitirmeden hemen diğerine
geçerler. Kendileriyle konuşulduğunda sanki konuşanı dinlemiyormuş
görüntüsü verirler. Bir komutu birkaç defa söyledikten sonra yerine
getirirler.




Sınıfta
dersi takip etmedikleri gözlenir. Dışarıdan gelen uyarılarla hemen
dikkatleri dağılır. Ders dışı işlerle fazlaca ilgilenir, elindeki
kalem, defter ve oyuncak gibi malzemeyle uğraşır, dersi takip
edemezler. Derste sıkılmaları nedeniyle sınıfın dikkatini ve huzurunu
bozacak davranışlar sergileyebilirler. (derste konuşma, arkadaşlarına
laf atma ve garip asker çıkarma gibi).




Okuma
ve yazma kaliteleri yaşıtlarından kötü, defter düzeni ve yazıları bozuk
olabilir. Okurken sık hata yapabilir ve cümlenin sonunda kelime
uydurmalarına rastlanabilir. Unutkandırlar. Sınıfta sık eşya kaybetme
yanında, iyi öğrendiklerini düşündüğünüz bir bilgiyi de çabuk
unutabilirler. Kendilerine uygun bir çalışma düzeni ve sistemi
geliştiremezler. Okuma ve yazmayı genellikle sevmezler. Ders kitabı
okumanın yanında hikaye ve roman türü kitapları okumaya karşı da
isteksizdirler.




Yaşanan
tüm bu öğrenme zorluklarına sınavlarda dikkatsizce yapılan hatalar
eklenir. Sabırsızlıkları nedeniyle soruları hızlıca okuma, tam okumama
ve yanlış okumalara sık rastlanır. Bu nedenle çok iyi bildikleri bir
soruyu dahi yanlış cevaplayabilirler. Test sınavlarında çeldiricilere
kolaylıkla kanarlar. Özellikle ilkokula başladığı yıllarda sınav
kağıdını öncelikle vermeyi marifet sayarlar. Sonunda bilgileri ve
bildiklerinden daha azı oranında not alırlar.




Dikkat
eksikliği okul öncesi dönemde pek fark edilmeyebilir. Ancak bu
çocukların bir kısmı ders dışı işlerde de çabuk sıkılma belirtileri
gösterirler. Zeka düzeyi iyi olan ve ek olarak özel öğrenme güçlüğü
olmayan çocuklar ilkokulun 3.ve 4.sınıflarına kadar derslerde sorun
yaşamayabilirler. Çalışmadıkları ve dersi iyi takip etmedikleri halde
notları kötü olmayabilir. Derslerin ağırlaşmasıyla birlikte başarıda
ciddi düşüşler yaşanmaya başlanır.




Ev
içinde günlük yapmaları gereken işler konusunda sorumluluk almak
istemezler. Genellikle dağınıktırlar ve kurallardan hoşlanmazlar.




İMPULSİVİTE (DÜRTÜSELLİK)



Sonunu
düşünmeden eyleme geçme olarak tarif edilebilecek olan impulsivite, bu
çocukların uyumlarını bozan en ciddi belirti kümesidir.
Sabırsızlıkları, sırasını beklemekte güçlük çekmeleri ve yönergeleri
dinlemeleri tipik özellikleridir. Sonuçta kendisi ve çevresindekiler
için zararlı olabilecek fevri hareketleri ve sınır tanımadaki
zorlukları davranış sorunlarının ilk habercileri gibidir. Yaşıtlarıyla
birlikte olduklarında olaylara aşırı tepki vermeleri ve fiil ve sözle
arkadaşlarını rahatsız etmeleri nedeniyle toplum içinde istenmeyen adam
ilan edilirler.



ALT TİPLERİ



Önceleri
dikkat eksikliği hiperaktivite tablosunun aynı yoğunlukta bulundukları
düşünülürdü. Oysa şimdi DEHB’nun farklı alt tipleri tariflenerek
tanısal yaklaşımlar yeniden düzenlenmiştir.




Dikkat eksikliği hiperaktivite BİLEŞİK TİP



Klasik anlamda DEHB dendiğinde anlaşılan bileşik tiptir.


Dikkat eksikliği belirtilerinin yanında hiperaktivite belirtileri de bulunmaktadır.





Dikkat eksikliği hiperakitvite HİPERAKİTVİTE ve İMPULSİVİTENİN ÖNDE GELDİĞİ TİP



Hiperakitvite
ve impulsivite belirtileri belirgin iken eksikliği belirtileri daha az
gözlenir. Genellikle ders başarıları kötü değildir, ancak bulundukları
ortamda hiperakitvite ve impulsiviteleri nedeniyle uyum sorunu
yaşarlar.




Dikkat eksikliği hiperakitvite DİKKATSİZLİĞİN ÖNDE GELDİĞİ TİP



Dikkat
eksikliği belirtileri belirgin iken hiperakitvite ve impulsivite
belirtileri daha az gözlenir. Genellikle ders başarıları iyi değildir,
ancak hiperakitvite ve impulsiviteleri belirgin olmadığından uyum
sorunu yaşamazlar.




GÖRÜLME YAŞI, CİNSLER ARASI FARK VE GÖRÜLME SIKLIĞI



Belirtilerin
7 yaşından önce başlaması gerekir. Genellikle 4-5 yaşlarında belirtiler
belirgin hale gelir. Ancak bir kısmı bebekliklerinden itibaren
huysuzlukları az uyumaları ve az yemeleri ile dikkat çekerler. Okul
döneminin başlamasıyla dikkat eksikliğine bağlı öğrenme sorunlarının
gündeme gelmesi ve arkadaşlarla olan sorunları aileyi tedirgin etmeye
başlar. Ergenlik döneminde ise okul başarısızlığı yanında davranış
sorunları ve aileye karşı gelişen tutumlar gözlenir. Ergenlikte aşırı
hareketsizlik azalır ve yerine çabuk sıkılma ve dikkat kusuru belirgin
olur.




Erkek
çocuklarda kızlara oranla daha sık rastlanır. Erkek çocuklarda
genellikle hiperaktivite ve impulsivite belirtileri ön planda iken, kız
çocuklarında daha çok dikkat eksikliği belirgindir. DEHB her kültür ve
toplumda görülen bir bozukluktur. Toplumda görülme sıklığı farklı
araştırmalarda farklı sonuçlar elde edilmesine karşın yaklaşık %5-6
gibidir.




DEHB’NA EŞLİK EDEN DİĞER PSİKİYATRİK SORUNLAR



DEHB
çocuklarda karşı gelme bozukluğu ve davranım bozukluğu ile birlikte
görülebilir. Ayrıca, özel öğrenme güçlüğü sıklığı bu çocuklarda daha
fazladır. Özel öğrenme güçlüğü ile birlikte görüldüğünde ders
başarısızlığı çok daha belirgin hale gelir.




NEDENLERİ



Son
15-20 yılda yapılan araştırmalar DEHB’nun organik kökenli olduğu
görüşünü hakim kılmıştır. Yeni araştırmalar beyin glikoz
metabolizmasındaki bozukluklar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu çocukların
özgeçmişlerinde hamilelikte ilaca maruz kalma ve intra uterin
infeksiyonlar, zor doğum, düşük doğum ağırlığı,geçirilmiş M.S.S
infeksiyonları dikkat çekmiştir. Bozukluğun genetik geçişi üzerinde
durulmuş ve bu çocukların 1.dereceden akrabalarında DEHB oranı daha
yüksek bulunmuştur. Kaotik alie yapısında yetişen ve ağır ihmal ve
tacize maruz kalan çocuklarda da DEHB belirtileri gözlenebilmektedir.






ÜLKEMİZDE HİPERAKTİVİTE





Batı
toplumlarında ve özellikle A.B.D’de DEHB tanısının fazlaca konduğu
tartışmaları sürerken, maalesef ülkemizde Çocuk Psikiyatristi sayındaki
yetersizlik bu çocuklardan önemli bir kısmının zamanında gerekli tedavi
programına alınmasını engellemektedir. Toplumumuzdaki hiperaktivite
konusunda yanlış ve eksik bilgilerin tedaviyi engelleyici veya
geciktirici bir yanı vardır. Halk arasında DEHB belirtileri yanlış bir
şekildi üstün zekalı olma, şımarıklık, terbiyesizlik, tembellik ve
huysuzluk gibi terimlerle izah edilmeye çalışılır. Dolasıyla
belirtileri görmezlikten gelmeden, şiddet uygulamaya kadar geniş bir
yelpazede çözüm aranır. Belirtileri bu sorunun yansımaları olarak
görmek yerine suçlu aramak ve sonunda çocuğu cezalandırmak aslında en
büyük çözümsüzlüğü üretmek demektir.




Anne/babaların
sürekli birbirlerini suçlayarak, ‘adeta sorunun nedeni ben değilim’
mesajını vermeye çalışmaları, ev içindeki huzuru bozarak çocuğa
ulaşmamızı daha da güçleştirir. Başta eğitimciler olmak üzere çocukla
ilgili her kesimin DEHB hakkında temel bilgilere sahip olması gerekir.
Toplumda yaygınlığı hiç de azımsanmayacak oranda olan bu sağlık ve
eğitim sorunun erken teşhisi anne-baba-çocuk üçgeninde oluşacak yanlış
tutumların en aza indirilmesini sağlar.






TEDAVİ



Tedavinin
ilk şartı, aile okul ve hekim arasında sıkı işbirliğidir. Çünkü DEHB
evde olduğu kadar okulda da sorun yaşanmasına neden olur. Öğrenmeyle
ilgili sorunlar yanında arkadaş ilişkilerinde yaşanan sorunlar ve
kurallara uyma güçlüğü aile ve okulun ortak ve sağlıklı yaklaşımlarıyla
aşılabilir.




Öncelikle
ailenin hiperaktivite hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Çünkü
çocukta var olan sorunların nedenlerini başka yerlerde aramak, çözüm
üretmeyi engellediği gibi, telafisi mümkün olmayan yanlış yaklaşımlar
sergilenmesine neden olacaktır. Çocukla olan ilişkimizi düzenleyebilmek
için DEHB belirtilerini yanlış yorumlamamak gerekir. Çocuğun
davranışlarını ya da derslerle ilgili zorluğunu yaramazlık ya da
tembellik olarak yorumlayan anne-babalar çocukla ilişkilerinin bozacak
derecede sürekli ceza verme eğilimindedirler. Oysa bu çocukların
cezalardan pek anlamadıkları kısa süre içinde görülecektir. Tedavide
çocukla yeniden sağlıklı ilişki kurabilmenin yolları aranır. Ailenin
çocuğa yönelik tutumları gözden geçirilerek yanlışlar ayıklanmaya
çalışılır.




DEHB’nun
tedavisinde ilaçlar önemli yer tutarlar. Dikkat arttırmaya ve
davranışların kontrol edilmesine yönelik ilaç tedavisi uzun yıllardır
kullanılmaktadır. Stimülanların bulunmasıyla ilaç tedavisinde ciddi
gelişmeler olmuştur. Günümüzde DEHB’nun tedavisinde Metylfenidat,
dextroamfetamin ve pemolin gibi stimülanların yanında bazı antidepresan
ve karbamezapin’den yarar görüldüğü bilinmektedir. Medikal tedaviden
elde edilen sonuçlar çocuğun yaşı, zeka düzeyi, ailenin tedaviye uyumu
ve sebatı gibi faktörlerden etkilenmektedir. Stimülanların devreye
girmesiyle tedaviden elde edilen başarı oranı oldukça artmıştır.
Stimülanlar; tedavideki başarıları yanındı, güvenilir ilaç olmaları,
çocuklarda bağımlılık yapmamaları ve yan etkilerinin az olması
nedeniyle tercih edilirler.




Ülkemizde
psikiyatrik ilaç kullanımı konusundaki yanlış bilgilenmeler DEHB olan
çocukların gerektiğinde ilaç kullanmalarını da engellemektedir. Ailenin
yan etkilerden korkarak ilaç reddetmesi, tedaviyi geciktirmekte ve
sonradan geri dönüşümü olmayan sonuçlar doğurabilmektedir.




Öğrenme
güçlüğü çeken çocuklarda özel eğitim programlarının uygulanması
gerekebilir. Kalabalık sınıflarda dikkatlerinin dağılması nedeniyle
öğrenemeyen çocuklara bireysel eğitim öğrenemeyen çocuklara bireysel
eğitim desteği verilmelidir. Olumsuz davranışların düzeltilmesi ve
yerine olumlu davranışların konulması için çeşitli destekleyici ve
davranışçı tedavi teknikleri uygulanabilir.






DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU



- Çoğunlukla elleri ayakları kıpır kıpırdır ve oturduğu yerde kıpırdanıp durur.



- Çoğu zaman hareket halindedir ve bir motor tarafından sürülüyormuşçasına koşuşturur durur, yükseklere tırmanır.



- Oturması istendiğinde, oturduğu yerde bir müddet kalmakta güçlük çeker.



- Dikkati konu dışı uyaranlarla çabuk dağılır.



- Zihinsel çabayı gerektiren ders dinleme, ders çalışma, okuma ve yazma görevlerinden kaçar.



- Ödevlerde ve sınavlarda dikkatsizce hatalar yapar.



- Sabırsızdır, sırasını beklemekte güçlük geçer



- Kendisiyle konuşulduğunda sanki dinlemiyormuş izlemini verir.



- Sakin ve gürültüsüz biçimde oynamakta zorluk çeker



- Verilen yönerge ve ödevleri yapmakta zorlanır, bu işi tamamlamadan diğerine geçer



- Çok konuşur, sık sık başkalarının sözünü keser ve lafa girer.



- Çabuk unutur, sık eşya kaybeder.



- Çoğu zaman sonuçlarını düşünmeden tehlikeli işlere gir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.Ravzadesign.de
 
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yemin ederken dikkat edelim ...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ravza Gülüm :: Aile Ve Çocuk :: Aile ve Çoçuk-
Buraya geçin: