Ravza Gülüm
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İslami tesettür nasıl olmalı?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Zehra
Admin
Zehra


Mesaj Sayısı : 724
Kayıt tarihi : 31/10/09
Yaş : 33
Nerden : Almanya

İslami tesettür nasıl olmalı? Empty
MesajKonu: İslami tesettür nasıl olmalı?   İslami tesettür nasıl olmalı? I_icon_minitimeÇarş. Kas. 04, 2009 4:02 pm

Tesettür Arapça bir kelime olup setr kökünden gelmektedir. Sözlük anlamı örtünmedir. Dinî ve fıkhî bir terim olarak

İslami tesettür nasıl olmalı? 74
Bu soruya cevap vermeden önce tesettür ve sınırları hakkında kısa bir açıklama yapmamız gerekir. Böylece tesettürün nesnel örneklerini daha iyi tanıyabiliriz.

Tesettür Arapça bir kelime olup
setr kökünden gelmektedir. Sözlük anlamı örtünmedir. Dinî ve fıkhî bir
terim olarak ise, daha çok kadınların örtünmesi hususunda kullanılır.

Kur'an-ı Kerim, Müslüman kadının örtünme hükmünü beyan ederken bunun
farz olduğunu vurgular. Şöyle buyurur: "Mümin kadınlara de ki:
Bakışlarını kıssınlar, iffetlerini korusunlar, açıkta olanlar dışında
ziynetlerini açığa vurmasınlar…"

Allâme Tabatabaî gibi müfessirlerin çoğu, örtünme gerekliliğinden
istisna edilen açıkta olan ziynetlerden maksadın o ziynetlerin
takıldığı yerler olduğunu söylemişlerdir. el-Keşşaf tefsirinin sahibi
şöyle der:

"Ayette ziynetlerin takıldığı yerlerinin değil de kendilerinin
zikredilmiş olması, örtünmenin önemini vurgulamak içindir. Çünkü
ziynet, genelde bedenin namahremlerin bakması caiz olamayan yerlerinde
olur. El ve ayak bilekleri, gerdan, pazı, kulak ve baş gibi…
Dolayısıyla ziynetlerin açığa vurulması caiz olmayınca ziynetlerin
takıldığı yerlerin açığa vurulması da hayli hayli caiz olmayacaktır.
Keza, bedenin belli yerlerinde olmasından dolayı ziynetlere bakmak caiz
olmayınca o yerlerin kendisine bakmak da hayli hayli caiz olmayacaktır."

Şimdi şu soruyla karşılaşıyoruz: İslâmî tesettüre riayet
edilebilmesi için bedenin ne miktarı veya hangi ziynet yerleri
örtülmelidir? Çünkü ziynet yerlerinden bir kısmının örtülmesi ya mümkün
değildir ya da zorluk ve sıkıntıya sebep olmaktadır. Meselâ eller
yüzük, mahallidir. Bunlar da birer ziynettir. Eğer elleri ve yüzü
örtmek farz olursa, Müslüman kadın için çok sıkıntılı ve zor olur. Bu
yüzden Kur'an-ı Kerim, söz konusu ayet-i kerimede, bedenin bazı
uzuvlarını tesettürün gerekliliği kapsamının dışında tutmuştur. O
uzuvlar, kendiliğinden açıkta olan ve örtülmesi zor ve sıkıntılı olan
ziynet yerleridir.

Buradan hareketle müfessirler, bu konuda İmam Sadık'tan (a.s.)
rivayet edilen hadise de dayanarak ayet-i kerimedeki kendiliğinden
açıkta olan ve görünen uzuvlardan maksadın yüz, eller ve ayaklar
olduğunu söylemişlerdir. Nitekim bazı hadislerde, yüzük gibi açıktaki
ziynetlerin de örtülmesi gerekmediği ifade edilmiştir. Dolayısıyla
doğal olarak açıkta olan yüz, eller ve ayakların örtülmesinin gerekli
olmadığı kesinleşmiş oluyor. Şu sonuca varıyoruz ki İslâm açısından
yüz, eller ve ayaklar dışında bedenin tamamının örtülmesi gerekir. Bu,
İslâm'ın kesin hükümlerinden biridir ve bu hususta bir ihtilâf söz
konusu değildir.

Buraya kadar kısaca örtünmenin farz oluşunu ve sınırlarını
açıkladık. Şimdi sorumuzun asıl konusu olan tesettürün şekli ve türüne
gelelim. Hemen belirtelim ki bu hususta şer’i açıdan bir kısıtlama söz
konusu değildir. Tesettürün şekli ve türü, örfe ve toplumsal şartlara
bağlı bir şeydir. Tabiatıyla da örflerin ve toplumsal adabın farklılığı
nedeniyle bir toplumda çarşaf giymek, bir toplumda başörtüsü ve
pantolonla birlikte manto giymek, bir başka toplumda da burka vs.
giymek en iyi tesettür
sayılmaktadır. Nitekim zaman ve şartların da bu konuda etkisi vardır.
Bir zamanda geleneksel tesettürlere önem verilirken, toplumsal ve
kültürel şartların değişmesiyle bir başka zamanda geleneksel giysilere
olan ilgi ve alâka azalabilmekte ve modern tesettürler tercih
edilebilmektedir.



Buna göre; kadınların giysisi ve tesettürü, toplumdan topluma, ülkeden
ülkeye ve hatta şehirden şehre değişebildiği gibi zamandan zamana da
değişebilir. Ancak şer’i açıdan değişmemesi ve her zaman sabit kalması
gereken şey, tesettür
ve örtünmenin aslıdır; şekli ve türü değildir. Dolayısıyla Müslüman
kadın, yaşadığı muhitin örfü ve toplumsal adabına uygun biçimde
giyinerek de İslâmî tesettürünü koruyabilir. Çünkü İslâm, Müslüman
kadının tesettürü ve elbisesinin türünü, şeklini, rengini ve modelini
belirlememiştir; bu hususların seçimini, örfler, toplumlar, zamanlar ve
mekânlara göre Müslüman kadına bırakmıştır. Aynı şekilde, tesettür
ve elbisenin rengi ve diğer özellikleri hususunda da toplumsal adap ve
gelenekler belirleyicidir. Şer’i açıdan önemli olan, tesettürün tam ve
istenilen düzeyde olmasıdır; renginin, türünün ve şeklinin hiçbir önemi
yoktur. Nitekim İslâm'ın ortaya çıktığı ilk yıllarda Arap kadınları,
başörtülerinin uçlarını başlarının üstüne atıyor veya arkalarına
sarkıtıyorlardı. Neticede yakaları ve gerdanları açık kalıyordu. Bunun
üzerine Kur'an-ı Kerim, Müslüman kadınlara, başörtülerinin uçlarını
yakalarına sarkıtmalarını ve böylece gerdanlarını örtmelerini emretti.
Fakat başörtüsünün rengi, şekli ve detaylarıyla ilgili bir açıklamada
bulunmadı.



Buna göre tesettürün seçimi, kadına bırakılmış bir konudur. Ancak bu
bağlamda dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. O da şudur:
Tesettürün türü ve şekli, tesettürün felsefesi ve hikmetine aykırı
olmamalıdır. Müslüman kadın, şanına ve metanetine yakışır elbiseler
giymelidir; şanına ve metanetine yakışmayan, tesettürün felsefesi ve
hikmetine aykırı olan küçük düşürücü ve vücut hatlarını belli edici dar
elbiselerden uzak durmalıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.Ravzadesign.de
 
İslami tesettür nasıl olmalı?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yaz Ve Tesettür
» Kadın ve Tesettür
» Tesettür nedir?
» Modern tesettür (!)
» TESETTÜR diyip geçme

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ravza Gülüm :: Hanımlara Özel :: İslamda Tesettür ve Başörtüsü-
Buraya geçin: