Zehra Admin
Mesaj Sayısı : 724 Kayıt tarihi : 31/10/09 Yaş : 33 Nerden : Almanya
| Konu: Tevhidin Pratik Görüntüleri Perş. Kas. 05, 2009 11:46 pm | |
| 1- Kâinattaki Tevhid:Kainattaki her varlık bu inancı bize haber veriyor. Kur’an’da sık sık bu duruma dikkat çekilmekte, Allah’ın sonsuz kudretinin eserine bakmamız tavsiye edilmektedir. Kainattaki her varlık kendine ait bir özelliğe sahiptir ve her biri kendi görevini yerine getirmektedir. Bu durum, Tevhid’in göstergesidir 2- Siyasette Tevhid:Siyaset, idare etme, yönlendirmedir. Âlemlerin Rabbi Allah (cc) alemleri yaratan ve idare edendir. O’nun hükmü hem kainatta hem de insan hayatında geçerlidir. “O gökte de ilâhtır, yerde de ilâhtır.” (Zuhruf: 43/84). Allah’ı dünya ve toplum işlerine karıştırmak istemeyen mantık Tevhid’e aykırıdır ve tâğutluktur3- Toplumda Tevhid:İslâm ümmeti, Tevhid Dinine inanmakla tek bir ümmet, tek bir topluluk olmaktadır. “Ümmetiniz bir tek ümmettir ve Ben de sizin Rabbinizim. O halde gereği gibi ibâdet edin.” (Enbiyâ: 21/92). Öyleyse mü’minler, hayatlarına Tevhid ilkelerini hakim kılarak birliklerini koruyacaklar, Allah’ın ipine sımsıkı sarılarak ayrılıp-parçalanmayacaklar ve vahdet olacaklar. Mü’minleri, ancak Tevhid ilkelerine topluca sarılma birleştirir, bir araya getirir. Mü’minler, kendilerine Allah’ın âyetleri geldikten sonra parçalananlar, bölük pörçük olanlar gibi olmazlar 4- Kişide Tevhid:İman edenler, İslâmın kendilerinden istediği ‘mavahhid’ tipli insan olmak, hayatlarının her anında Tevhid inancını göstermek, kulluğu tek bir Rabb’e yapmak durumundadırlar. Muvahhid, bütün benliği ve duygularıyla Tevhid ilkelerine inanır, mücadelesini bu uğurda yapar 5- Yürekte ve Dilde Tevhid:Mü’minler, Tevhid Dininin özeti olan Tevhid Kelimesini yürekten kabul ederler, inanırlar, dilleriyle de inandıklarını ortaya koyarlar. Sonra da bu inançlarını fikirde, düşüncede, ahlâkta, ibadette, sosyal hayatta ve her konuda gösterirler. Tevhid’in ilkelerini hayata hâkim kılarlar.‘Lâ ilâhe illâllah’ dedikten sonra, başka ilâhların peşine gitmezler, şirk olabilecek fikirleri kabul etmezler, ilâh zannedilenlerin ve tağutların hükümlerine itibar etmezler. Allah’a rağmen insanlara hükmetmeye kalkışanlara yüz vermezler. İbadetlerini yalnızca Allah’a yaparlar. İmanlarında asla taviz vermezler. Rabbimiz buyuruyor ki: “Allah’a dayan, vekil olarak Allah yeter…Allah bir adamın göğsünde iki kalp yaratmadı …” (Ahzâb: 33/3-4). İşte bu mânâda kim Kelime-i Tevhid’i (veya Şehâdeti) kabul ederse, kim hayatını bu inanç doğrultusunda yaşarsa, kimin son sözü ‘lâ ilâhe ill muhammedu’r resûlullah’ olursa, onun cennete gideceği umulur.İnsanlık tarihi baştanbaşa bir Tevhid mücadelesi tarihidir. Kimileri şirk dinine girip saptıkça, azdıkça, kısaca yoldan çıktıkça Allah’ın peygamberleri onları Tevhid’e davet ettiler, kurtulmalarını sağlamaya çalıştılar. Insanlar Rablerine isyan etmeye, Allah (cc) da onlara elçi ve elçilerle beraber kurtuluş davetini göndermeye devam etti. Bugün de Allah’ın son vahyi olan İslâm ve O’nun kitabı Kur’an, bunun yanında Hz. Muhammed’in mesajı bütün insanlığı Tevhid’e davet ediyor. Çünkü gerçek kurtuluş Tevhid’e uygun yaşamaktır. Kur’an’ın deyişiyle; “…Darmadağınık bir çok düzme ilâhlar (tanrılar) mı hayırlıdır, yoksa hepsine ve her şeye Galip Kahhar (sonsuz güç sahibi) bir tek olan Allah mı?” (Yûsuf: 12/39) Kavramlar Ansiklopedisi | |
|