Ravza Gülüm
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 "Ey Kullarım!" Hitabı...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Zehra
Admin
Zehra


Mesaj Sayısı : 724
Kayıt tarihi : 31/10/09
Yaş : 33
Nerden : Almanya

"Ey Kullarım!" Hitabı... Empty
MesajKonu: "Ey Kullarım!" Hitabı...   "Ey Kullarım!" Hitabı... I_icon_minitimePerş. Kas. 05, 2009 11:55 pm

“Ey Kullarım!” Hitâbındaki

Rabbânî İltifâtın Sıcaklığı


Âlemlerin Rabb’i olan Yüce Allah’ın “Ey kullarım!” hitabındaki iltifâta
bak da, O’nun bu iltifâtına karşılık olarak ne yapman gerektiğini iyice
düşün ve O’na hürmette ve itaatte kusur etmemeye azami derecede gayret
göster.

İmam Müslim’in rivayet ettiği bir kudsî hadiste, Peygamber sall"Ey Kullarım!" Hitabı... Allahü aleyhi ve sellem, Yüce Allah’tan rivâyet ederek şöyle buyurmuştur:

“Ey kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldığım gibi, onu sizin
aranızda da haram kıldım. Öyle ise birbirinize zulmetmeyiniz.

Ey kullarım! Benim doğru yola ilettiklerimden başka, hepiniz doğru yolu
şaşırmış kimselersiniz. Öyle ise benden hidâyet isteyiniz ki, sizi
doğru yola hidâyet edeyim.

Ey kullarım! Benim doyurduklarımdan başka, hepiniz açsınız. Öyle ise benden yiyecek isteyiniz ki, sizi doyurayım.

Ey kullarım! Benim donattıklarımdan başka, hepiniz çıplaksınız. Öyle ise giydirmemi isteyiniz ki, sizi giydireyim.

Ey kullarım! Gece gündüz günah işliyorsunuz. Ben de bütün günahları
bağışlıyorum. Öyle ise bana istiğfar ediniz (bağışlanmasını benden
isteyiniz) ki, sizi mağfiret edeyim.

Ey kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, bana zarar
veresiniz. Hem bana menfaat vermek de elinizden gelmez ki, bana
faydanız dokunabilsin.

Ey kullarım! Sizden evvelkiler ve sonrakiler, bütün insanlarınız ve
cinleriniz, içinizden en iyi ve en muttakî bir insanın kalbine (duygu
ve düşüncesine) sahip olsalar, bu benim mülkümde en küçük bir şeyi bile
artırmaz.(Benim sizin ibâdet ve itâatinize hiç mi hiç ihtiyâcım yok.)

Ey kullarım! Sizden evvelkiler ve sonrakiler, bütün insanlarınız ve
cinleriniz, içinizden en kötü ve en günahkâr bir insanın kalbine (duygu
ve düşüncesine) sahip olsalar; bu benim mülkümde en küçük bir şeyi bile
eksiltmez.

Ey kullarım! Sizden evvelkiler ve sonrakiler, bütün insanlarınız ve
cinleriniz, bir yerde toplanıp benden bir şeyler isteseler, ben de
herkesin isteğini yerine getirsem; bu benim hazinemden ancak iğne
denize daldırıldığında onun denizden eksilttiği kadar eksiltir. (Yani
hiçbir şey eksiltmez.)

Ey kullarım! Ancak sizin amellerinizdir ki, onları sizin için saklar,
sonra da onların karşılığını eksiksiz olarak size veririm. Şu halde kim
bir hayra ve iyiliğe nâil olursa, o kimse (o hayrı, iyiliği ve bereketi
Allah’tan bilsin ve) Allah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey
bulur ve karşılaşırsa, (başına gelen o şerlerden, zararlardan ve
kötülüklerden dolayı başkasını değil de) sadece kendisini kınasın.”

Müslim’in bu hadîsi kendisinden rivâyet ettiği Saîd b. Abdülaziz diyor
ki: “Ebû İdrîs, bu kudsî hadîsi rivâyet ederken (hadisin içerdiği İlâhî
hitaplar, Rabbânî azametler ve Rahmânî iltifatlar karşısında iki büklüm
olurdu da) diz çökerdi.” (Müslim, Birr, 55)

* * *

Bu İlâhî hitapta gerçekten büyük bir iltifat, şefkat dolu bir baş
okşama, sevgi dolu bir sırt sıvazlama ve eşsiz bir şeref tâcı vardır.

Bu noktada Kâdî Iyâd’ın dediğine katılmamak elde değil. O şöyle diyor:

Allahım! Benim şeref ve itibarımı artıran ve beni âdetâ ayaklarımla
Süreyyâ Yıldızlarını çiğniyor gibi yükselten senin ( Ey Kullarım!)
sözüne dâhil olmam ve bir de Hz. Ahmed-i Muhtâr’ı bana Peygamber
kılmandır. (Bed’ül emâlî hâşiyesi)

Kâdî Iyâd’ın işâret ettiği âyet-i kerîme’de Yüce Mevlâ bu dünyada iken
gereği gibi îmân edip takvâ sahibi olan kullarına âhirette şöyle
seslenecektir:

“Ey benim âyetlerime îmân edip de Müslüman olan kullarım! Bugün size
hiçbir korku yoktur. Siz mahzun da olmayacaksınız.” (Zuhruf Sûresi,
68-69)

İşte “Ey Kullarım!” hitâbındaki Rahmânî iltifâtın ve Rabbânî tebessümün
sıcaklığını ruhunda hisseden kâmil bir mü’min, öyle bir îman
olgunluğuna ve öyle bir ma’rifet ve muhabbet kuvvetine sâhip bulunur ve
ruhu o derece dâimî sürur ve saâdetlere gark olur ki, o olgunluk ve o
kuvvetle kâinâta meydan okur. Faraza dünya bomba olup başında patlasa
bile yine haktan yüz çevirmez, istikâmetten asla taviz vermez ve azim
ile gayretten kesinlikle fütur göstermez. Çünkü bir kısım ağır baskılar
ve ithamlar ve şiddetli tehditler ve hücumlar, îmanlı ve faziletli
ehl-i hamiyet için bir gevşekliğe ve bir zayıflığa değil; tam aksine
onların ruhlarında ilâhî rızânın daha sağlam yerleşmesine, kalplerinde
îman nûrunun daha çok parlamasına, vicdanlarında ebedî feyzin daha
fazla celbine vesîle olur ve bütün bunlar ebedi saâdete kavuşma
yolunda, onların ruhlarına sürekli olarak aşk ve şevk, azim ve gayret
aşılar.

Yüce Mevlâ’nın zikredilen kudsî hadiste geçen “Ey Kullarım!” hitâbına
karşılık olarak, bir kulun “Buyur; emrine hazırım ve fermanına âmâdeyim
Ey Rabb’im!” diyerek, mukâbelede bulunma şuuruna ermesi, başlı başına
bir aşk ve şevk kaynağıdır. Bunun sırrı ise şudur:

Bu şuura eren bir kimse, kendisine “Ey kullarım!” şeklinde yapılan
İlâhî iltifât ile sunulan Rahmânî teveccühün ve ezeli merhabanın ebedî
sıcaklığını ve yüce rahmetin kendisine olan Rabbânî tebessümünün
sıcaklığını ruhunun derinliklerinde hissettikten sonra öyle mest olur
ki, başkaları- nın teveccühlerini ve merhabalarını ne bilip görür, ne
de bilip görmeye ihtiyaç duyar.

Öyle ise, “Derdini ummâna döküp, âsumâna inlemek” yerine, onların ve
her şeyin sahibi ve mâliki olan Yüce Mevlâ’ya teveccüh et. Derdini
yalnız O’na dök ve sadece O’nun huzurunda inle. Çünkü O’ndan izinsiz
hiçbir şey, senin yardımına gelemez.

Hem köle olan haddini bilmelidir. Çünkü köleye haddi- ni bilmek düşer.
Nitekim köleye en fazla yakışan da, özellikle efendisine karşı haddini
bilmesidir. Nâz makamını bırakıp veya şımarıklığı andıran tutum ve
davranışlardan uzak durup, niyâz makamında hayat sürdürmesi ve edep
dolu davranışlar sergilemesi ve bundan zevk alması ve haz duymasıdır.

Cenabı Hak, biz kullarına da “Ey kullarım!” hitâbındaki iltifâtın
sıcaklığını hissettirsin ve bizleri bu hitâba lâyıkıyla muhatap olma
şerefiyle bahtiyâr kılsın.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.Ravzadesign.de
 
"Ey Kullarım!" Hitabı...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» "Ey Kullarım "Hitabındaki Sır
» "BİZ" hitabı...
» Ya RasülALLAH! Bana "ümmetim"diye bakar mısın?
» Ey "ALLAH korusun!" diyen, ciddi misin sen?
» "Cenab" kelimesi ne anlama gelmektedir?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ravza Gülüm :: Rehberimiz Kur'ani Kerim :: Kurân-i Kerim-
Buraya geçin: