Ravza Gülüm
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Korku ve Ümit Arasındaki Genç

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Zehra
Admin
Zehra


Mesaj Sayısı : 724
Kayıt tarihi : 31/10/09
Yaş : 33
Nerden : Almanya

Korku ve Ümit Arasındaki Genç Empty
MesajKonu: Korku ve Ümit Arasındaki Genç   Korku ve Ümit Arasındaki Genç I_icon_minitimeSalı Kas. 03, 2009 2:17 am

Korku ve Ümit Arasındaki Genç

Peygamber Efendimiz (a.s.m.), ölüm döşeğinde olan bir gencin yanına
girdi ve ona, "Sen kendini nasıl buluyorsun?" diye sordu. Genç, "Ben
Allah' (ın affın)ı umarımYâ Resûlâllah! Ve günahlarımdan da korkarım"
dedi. Bunun üzerine Resûlâllah (a.s.m.) buyurdu ki, "Bu vakitte
herhangi bir kulun kalbinde bağışlanma umudu ve günah korkusu
birleşince mutlaka Allah o kuluna dilediğini verir ve onu korktuğu
azabından emin kılar." (Neseî, Zühd: 31)

Bu hadise her ne kadar bir gencin başından geçmişse de, aynı durum her
insan için geçerlidir. Fakat bu hadiseye bir gencin konu olması şu
açıdan önemlidir: Gerçekten gençlik dönemi, korku ve ümitin sık sık
dengesini kaybettiği bir safhadır. Genç insan, bazen öylesine ümitli
olur ki, doğrudan Cennete gideceğini düşünür. Zaman olur öyle
ümitsizliğe düşer ki, günahları çok fazla olduğu için affedilmeyeceğini
sanır.

İşte bu hadîs, dünyası çok çabuk değişebilen gençlerimize güzel bir müjde ve uyarıdır.

Dinimiz bizleri korku ve ümit arasında olmaya teşvik eder. Yüce
Rabbimiz meâlen şöyle buyurur: "De ki: Ey günahta aşırı giderek
nefislerine zulmetmiş kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi
kesmeyin. Muhakkak ki Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O
çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. Öyleyse azap gelmeden önce
Rabbinize dönün ve Ona teslim olun; sonra kimseden yardım
göremezsiniz." (Zümer: 53-54)

Rabbimiz, Kendisine ortak koşulmasından başka tüm günahları
affedebileceğini belirtmiştir. Bunun için kesinlikle ümitsiz olmamak
gerekir. Çünkü Allah'ın rahmetinden ümidini kesen ancak şeytandır.
Fakat ümitli olmak demek, günah işlemeye devam etmek ve nasıl olsa
affedileceğinden emin olup, Allah'ın azabından korkmamak değildir.

Nitekim bu hususta Hz. Ömer (r.a.) tüm gençlerimize örnek olacak şu
ölçüyü dile getirmiştir: "Eğer 'Tüm insanlar Cehenneme gidecek, sadece
bir kişi Cennetlik olacak' dense, 'Acaba ben miyim' diye ümitlenirim.
Şayet 'Bütün insanlar Cennete gidecek, sadece bir kişi Cehennemlik
olacak' deseler, 'Acaba ben miyim' diye korkarım."

İşte böyle bir düşünce, korku ve ümit arasında olmanın zirvesidir. Yani
kişi, hem Allah'ın azabından korkmalı, günahlarını düşünmeli; hem de
Allah'ın rahmetinden ümitvar olmalıdır.

Dikkat edilirse böyle bir düşünce birbirinin zıddı değildir. Çünkü ele
alınan korku ve ümittir. Bunların zıddı ise, "korkmamak" ve
"ümitsizlik"tir. Bize tavsiye edilen, "hem korkmak hem korkmamak" veya
aynı anda "ümitli ve ümitsiz olmak" dğildir. Bizden istenen, "Aşırı
korkudan dolayı ümitsiz olmamak" ve "Aşırı ümitten dolayı korkusuz
olmamak"tır.

Bunun için insan hem korkup hem ümitli olabilir.

Hadiste dikkat çekilen mühim bir husus da, "Ben kulumun zannı üzereyim.
Beni nasıl tanırsa öyle muâmele ederim" hadîs-i kudsîsinde belirtilen
gerçektir. Bu hadîs-i kudsîye göre, biz Rabbimizin rahmetini ümit
edersek öyle muâmele görürüz. Ayrıca Rabbimize sû-i zan etmemeliyiz.
Yani, "Ben çok günahkârım, bana mutlaka azap eder" demek, Allah'ın
irâdesine karışmaktır. "Ben çok günahkârım, ama Rabbim af ve mağfiret
sahibidir" diye düşünmek, günahlara tevbe edip, af dilemek gerekir.

Bir kimsenin, "Kesinlikle ben Cehennemliğim" demesi de, "Ben kesinlikle
Cennetliğim" diye düşünmesi de yanlıştır, büyük günahtır. Doğrusu,
şöyle düşünmektir:

"Ben çok günah işledim. Allah'ın azabından korkarım. Ama pişmanım,
Rabbim affedebilir. Bu arada Allah beni bazı sevaplar işlemeye muvaffak
etti. İyi amellerim de Onun ihsânıdır. Ümit ederim ki, bana lütufla
muâmele eder."

"Hiç kimsenin ameli, kendisini Cennete götürmez. Beni de. Rabbimin
rahmeti olmasa ben de Cennete giremem. " diyen Peygamberimiz (a.s.m.),
eski asırlarda yüz kişi öldürdüğü halde samimî bir şekilde tevbe eden
bir kişinin affedildiğini belirtir.

İşte korku ve ümit arasında bulunmak budur. Bir yanda Allah'ın en büyük
Peygamberi, kendi ameliyle Cennete giremeyeceğini belirtiyor; diğer
yanda yüz kişiyi öldüren kesin bir pişmanlıkla af dilediği için
mağfiret ediliyor.

Kişinin ameline güvenmesi, "ucb" denilen mânevî bir hastalıktır ki, en az ümitsizlik kadar kötüdür.

Rabbimiz bizleri, hayatımızı hüsn-ü hâtimeyle bitirip imanla kabre girinceye kadar korku ve ümit arasında bulundursun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.Ravzadesign.de
 
Korku ve Ümit Arasındaki Genç
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Korku ile Ümit Arasında Dua
» bir genç kızın son anı
» Genç kız ve hicap
» İnsanlarla Melekler Arasındaki Üstünlük Derecesi
» Tesettürlü Kadınlar İle Diğerleri Arasındaki Fark

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ravza Gülüm :: Hz. Peygamber Efendimiz :: Hadis-i Şerifler-
Buraya geçin: