Ravza Gülüm
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 hz.Mehdi(a.s.)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Zehra
Admin
Zehra


Mesaj Sayısı : 724
Kayıt tarihi : 31/10/09
Yaş : 33
Nerden : Almanya

hz.Mehdi(a.s.) Empty
MesajKonu: hz.Mehdi(a.s.)   hz.Mehdi(a.s.) I_icon_minitimeCuma Kas. 06, 2009 12:44 am

Hz.Peygamber(S.a.s) buyurmuştur;
"Mehdi
benim evlâtlarımdandır; onun ismi benim ismimdir; künyesi de benim
künyemdir; ahlâk ve yaratılış olarak da insanların en çok bana
benzeyenidir. O gaybete çekilecek ve o dönemde halk şaşkınlık içinde
kalacak, ümmetler sapıklığa düşecektir. Sonra Mehdi, parlak bir yıldız
gibi ortaya çıkacak, yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi onu
adalet ve eşitlikle dolduracaktır." (Feraid'us-Simtayn, c.2, s.334)



Hz.İmam Ali(A.s) buyurmuştur;
"Ali'nin
(A.s) rabbine ant olsun ki; Allah'ın hücceti (Hz. Mehdi), insanlar
arasında olacaktır. Yollarda (Pazarlarda, sokaklarda) yürüyecektir.
Evlerine uğrayacaktır. Yeryüzünün doğusuna ve batısına gidip
gelecektir. İnsanların sözlerini duyacaktır. Onlara selam verecektir.
Görecektir. Fakat vaat edilen belirli zamana kadar görünmeyecektir."
(Gaybet-i Numani, bab.10, h.3, s.146)

Hz.İmam Cafer Sadık(A.s) buyurmuştur;
"Belki
de siz imametin bizden birinin elinde olduğunda onu istediği birine
bıraktığını zannediyorsunuz. Allah'a andolsun ki yüce Allah imamların
adını Resulullah'a tek tek buyurmuştur ve sonunda imamet en son
sahibine ulaşacaktır."

Hz.İmam Cafer Sadık(A.s) buyurmuştur;
"Doğrusu
ismi yüce olan Allah her imama ahdini ve yapması gerekeni gökten
indirmiştir. Onun bir mührü vardır. Onu açar ve içinde yazılanlara amel
eder."



Nübüvvet mührü "Mehdi'nin
omzunda Peygamber efendimizdeki Nübüvvet mührü bulunacaktır." (El-Kavlu
Fi Muhtasarr Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar.41)



hz.Mehdi(a.s.) Halife_ve_n_b_vet
- İsmi
Hz.Peygamber(S.a.s) buyurmuştur;
"Mehdi
bendendir; açık alınlı ve doğan burunludur; yeryüzünü zulüm ve
haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır."
(Biharu'l-Envar, c.51, s.354)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.Ravzadesign.de
Zehra
Admin
Zehra


Mesaj Sayısı : 724
Kayıt tarihi : 31/10/09
Yaş : 33
Nerden : Almanya

hz.Mehdi(a.s.) Empty
MesajKonu: Geri: hz.Mehdi(a.s.)   hz.Mehdi(a.s.) I_icon_minitimeCuma Kas. 06, 2009 12:44 am

HAZRET-İ MEHDİ ALEYHİSSELÂM
Mehdi;
kelime olarak hidayet kökünden gelir. Allah-u Teâlâ’nın hidayetine
ermiş mânâsını taşır. “Allah-u Teâlâ’nın izniyle hidayete erdirecek.”
mânâsını da ifade eder.
Allah-u Teâlâ kıyametin kopmasına çok az bir zaman kala Hazret-i
Mehdi’yi ümmet-i Muhammed’in başına gönderecek, bu zât-ı muhterem
doğrudan doğruya Resulullah -sallhz.Mehdi(a.s.) Allahu
aleyhi ve sellem- Efendimiz’in vekâletini taşıyacak, onun vazifesini
yapacak, garip duruma düşen İslâm’ı gariplikten kurtarmaya çalışacak.
Çünkü bunun için gönderilecek. Allah-u Teâlâ onu muzaffer edecektir.
Hazret-i Mehdi adil bir idareci, dirayetli bir önder, şecâatli bir
kumandandır
Câhı’s-sadefî -radiyhz.Mehdi(a.s.) Allahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallhz.Mehdi(a.s.) Allahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Benden sonra halifeler bulunacaktır. Halifelikten sonra emirler,
emirlerden sonra krallar, krallardan sonra da zâlim idareciler
olacaktır.
Daha sonra ehl-i beyt’imden bir adam çıkacak, yeryüzü zulümle dolduğu gibi onu adaletle dolduracaktır.”
(Câmiu’s-Sağîr: 4768)
Bu zât-ı âlî, şeriat-ı mutahhara’nın emir ve hükümlerine, tarikat-ı
münevvere’nin edeb ve erkanına harfiyyen riayet edecektir; Allah-u
Teâlâ’nın ahkam-ı ilâhîsini, Resul-i Ekrem -sallhz.Mehdi(a.s.) Allahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in sünnet-i seniyyesini yaşayacak ve yaşatacaktır.
Mehdi Hazretleri hakkında pek çok Hadis-i şerif nakledilmiştir. Ulemâ
bunları mütevatir kabul ederler. Çünkü müslümanlar âhir zamanda Ehl-i
beyt’e mensup bir zâtın çıkıp din-i İslâm’ı güçlendireceğine, adaleti
hakim kılacağına, bu kimseye Mehdi denileceğine inanmış ve bu âlî zâtın
gelmesini beklemektedirler.
Mehdi Hazretleri ile ilgili muhtelif Hadis-i şerif’leri arzediyoruz:

• Zuhur Etmeden Önce Zemin Hazırlanacağı ve Mutlaka Tâbi Olmanın Gerekliliği:
Abdullah bin Mesud -radiyhz.Mehdi(a.s.) Allahu anh- anlatıyor:
“Biz, Resulullah Aleyhisselâm’ın yanında iken Benî Hâşim’den bir grup genç geldi. Resulullah -sallhz.Mehdi(a.s.) Allahu
aleyhi ve sellem- onları görünce, gözü doldu ve rengi değişti. Ben: ‘Ey
Allah’ın Resul’ü! Şimdiye kadar, mübarek yüzünüzde hoşumuza gitmeyen
bir manzara hiç görmemiştik, (şimdi ne oldu da bizi üzen bir ifade ile
karşılaşıyoruz?)’ dedim.
Şu cevabı verdiler:
“Biz öyle bir Ehl-i beyt’iz ki, Allah bizim için dünyaya
mukabil ahireti tercih etmiştir. Benim Ehl-i beyt’im benden sonra belâ,
kaçırılma ve sürgüne maruz kalacak. Nihayet, doğu tarafından
beraberlerinde siyah bayraklar olan bir kavim gelecek. Bunlar hayır
(saltanat) isteyecekler, fakat istekleri yerine getirilmeyecek. Bunun
üzerine onlar savaşacak. Allah onlara yardım edecek. Bundan sonra
istedikleri (hükümdarlık) kendilerine verilecek. Ne var ki, onlar bunu
kabul etmeyip emirliği Ehl-i beyt’imden bir adama tevdi edecekler. Bu
(Emîr) de, insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi,
yeryüzünü adaletle dolduracaktır.
Artık sizden kim o güne yetişirse kar üstünde emeklemek suretiyle de olsa onlara varsın (katılsın).”
(İbn-i Mâce: 4082)

• Mutlaka Gönderileceği ve Nesebi:
“Kıyametin kopmasına bir gün bile kalsa, Allah-u Teâlâ o
günü uzatarak benim soyumdan bir kişi gönderecektir. Adı adımın,
babasının adı babamın adının aynısı olacak, zulüm ve zorbalık altında
inleyen yeryüzünü huzur ve adaletle dolduracaktır.”
(Ebu Dâvud, Tirmizi)
Hazret-i Âişe -radiyhz.Mehdi(a.s.) Allahu anhâ- Vâlidemiz’den rivayet edilmiştir:
“O adam benim soyumdandır ki benim vahy üzere mücadele verdiğim gibi, o da sünnetim üzere mücadele verir.” (Ikdü’d-Dürer)
Hazret-i Ali -radiyhz.Mehdi(a.s.) Allahu anh-, oğlu Hazret-i Hasan -radiyhz.Mehdi(a.s.) Allahu anh-e baktı ve şöyle buyurdu:
“Bu oğlum, Resulullah -sallhz.Mehdi(a.s.) Allahu
aleyhi ve sellem-in isimlendirdiği üzere Seyyid’dir. Bunun sulbünden
Peygamber’inizin adını taşıyan birisi çıkacak. Ahlâkı yönüyle
Peygamber’inize benzeyecek, yaratılışı yönüyle ona benzemeyecek.”
(Ebu Dâvud: 4290)
Hazret-i Ali -radiyhz.Mehdi(a.s.) Allahu anh-, Resulullah -sallhz.Mehdi(a.s.) Allahu aleyhi ve sellem-e:
“Ya Resulellah! Mehdi bizden Âl-i Muhammed’den mi, yoksa bizim gayrımızdan mı?” diye sordu.
Buyurdular ki:
“Hayır, bilakis bizdendir! Allah bu dini nasıl bizimle başlatmışsa
onunla sona erdirecektir. Onlar bizimle nasıl şirkten kurtulmuşlarsa,
onunla da fitneden kurtulacaklardır. Allah bizimle insanları nasıl şirk
adavetinden kurtararak, onların kalplerine ülfet ve muhabbet
yerleştirmiş ve din kardeşi yapmışsa, Mehdi ile fitne adavetinden
kurtaracak ve kardeş yapacaktır.”
(Naîm bin Hammâd, Taberanî)

• Ehl-i Beyt’ten Oluşu:
“Mehdi, kızım Fatıma’nın çocuklarından ve benim Ehl-i beyt’imdendir.” (Ebu Dâvud: 4284)
“Mehdi’nin çıkış yeri Medine’dir, peygamber -sallhz.Mehdi(a.s.) Allahu aleyhi ve sellem-in Ehl-i beyt’indendir.” (İmam-ı Süyûtî)
“Müjdeler olsun yâ Fâtıma! Mehdi sendendir.” (İmam-ı Süyûtî)

• Vasıfları:
“Mehdi kırk yaşındadır.” (İmam-ı Süyûtî)
“Mehdi bendendir. Alnı geniş, burnu ince uzun ve ortası biraz yüksekçedir.” (Ebu Dâvud: 4285)
“Mehdi’nin kaşları ince, yüzü parlak ve gözlerinin siyahı büyük olacaktır.” (İmam-ı Süyûtî)
“Mehdi neslimden bir şahıstır, yüzü parlak yıldız gibidir.” (Câmiu’s-Sağîr: 9245)
“Sağ yanağında siyah bir ben vardır. Üzerinde kutvanî bir aba bulunur. Tavırları İsrailoğulları’nın erkeklerine benzer.” (İmam-ı Süyûtî)
“Dişleri aralıklı, alnı geniştir.” (İmam-ı Süyûtî)
“Mehdi Hasan’ın soyundandır, bacakları aralıklıdır.” (İmam-ı Süyûtî)
“Mehdi, gerges kuşunun kanadı ile titremesi gibi Allah’tan çok korkan bir kimsedir.” (İmam-ı Süyûtî)
Rivayet edilmiştir:
“Resulullah -sallhz.Mehdi(a.s.) Allahu
aleyhi ve sellem- Mehdi’yi anlatırken, dilinde pelteklik olacağını ve
kelimeyi telâffuz etmek ona zor geldiğinde sağ elini sol uyluğuna
vuracağını söyledi.”
(İmam-ı Süyûtî)

• Vehbi İlmi:
“O, kimsenin bilmediği gizli bir duruma kılavuzlandığı için kendisine ‘Mehdi’ denilmiştir.” (İmam-ı Süyûtî)
“Onun fıkıh bilgisi on âliminkine bedeldir.” (İmam-ı Süyûtî)

• Sehaveti:
“Âhir zamanda bir halife gelecek, malı taksim edecek, saymayacaktır.”
(Müslim: 2914)

• Bir Gecede Olgunlaştırılacağı:
“Mehdi bizden, ehl-i beyt’imizdendir. Allah onu bir gecede ıslah eder.”
(İbn-i Mâce: 4085)
Allah-u Teâlâ onu hıfz-u himaye’sine ve tasarruf-u ilâhî’sine alacak,
bir gecede olgunlaştıracaktır. O gece onu Nûr’u ile dolduracak, yani
onu Nûr’u ve Kudsî ruhu ile destekleyecektir.

• Cennetle Müjdelenmesi:
“Biz Abdülmuttalib oğullarıyız. Cennet ehlinin efendileriyiz: Ben, Hamza, Ali, Câfer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi.”
(İbn-i Mâce: 4086)

• İnsanlar Tarafından Çok Sevilmesi:
“Mehdi zuhur eder. Herkes sadece ondan konuşur. Onun sevgisini içer ve ondan başka bir şeyden bahsetmez.” (İmam-ı Süyûtî)

• Mücadeleci Oluşu:
“O vaadinden dönmez ve hesapları seri olarak görücüdür.” (İmam-ı Süyûtî)
“Benim vahiy üzerine savaştığım gibi, o da benim sünnetim üzere çarpışacaktır.” (İmam-ı Süyûtî)

• Zuhur Senesini Haber Veren Alâmetler ve Zuhuru:
“Mehdi’nin beş alâmeti bulunur: Bunlar Süfyânî, Yemânî,
semâdan bir sayha, Beydâ’da bir ordunun batışı ve günahsız insanların
öldürülmesidir.”
(İmam-ı Süyûtî)
“Bizim Mehdi’miz için iki alâmet vardır ki, Allah gökleri ve yeri yarattığından bu yana böyle bir şey vâki olmamıştır.
Bunlar Ramazan’ın ilk gecesinde ay, yarısında ise güneş tutulmasıdır.”
(İmam-ı Süyûtî)
“Mehdi’nin çıkışından önce, şarktan parlak kuyruklu bir yıldız doğacaktır.” (İmam-ı Suyûtî)
“Güneş alâmet olarak, doğmadıkça, Mehdi çıkmayacaktır.” (İmam-ı Suyûtî)
“Ramazandaki olayların alâmeti, kendisinden sonra insanlar arasında
ihtilâfın olacağı semâda bir alâmettir. Sen ona yetişirsen azığını
gücün yettiği kadar çoğalt.”
(İmam-ı Suyûtî)

• Çıkışından Ümitlerin Kesildiği Bir Sırada Çıkması:
“İnsanların ümitsiz olduğu ve: ‘Hiç Mehdi falan yokmuş!’ dediği bir sırada Allah Mehdi’yi gönderir.” (İmam-ı Süyûtî)
“İnsanların üzerine belâ üzerine belâ yağdığı ve onun çıkışından ümit kesildiği bir sırada Mekke’de zuhur eder.” (İmam-ı Süyûtî)
“Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş’den ve Ehl-i beyt’imden bir
şahıstır. O insanların ihtilâf ve sarsıntılar içinde bulundukları bir
sırada çıkar.”
(İmam-ı Süyûtî)
“Açıkça Allah-u Teâlâ inkâr edilmedikçe Mehdi’ye biat edilmez.” (İmam-ı Suyûtî)
“Büyük şehirler, dün sanki yokmuş gibi helâk olur. Süfyani ile ordusu kalabalık beş kabileyi istilâ eder.” (İmam-ı Suyûtî)

• Zamanının En Hayırlısı Olması:
“Muhammed ümmetinin en hayırlısı ve sizin zorlukları gideren veliniz olan kimseye katılın. O Mekke’dedir. O Mehdi’dir.” (İmam-ı Süyûtî)

• Zuhur Şekli:
“Bir halifenin ölümü anında (ehl-i hâl ve akd arasında) ihtilaf
olacak. (O zaman) Medine ahalisinden bir adam (Mehdi), kaçarak Mekke’ye
gidecek. Mekke halkından bir kısmı ona gelecek ve istemediği halde onu
(evinden) çıkaracaklar. Rükn-ü Yemanî ile Makam-ı İbrahim arasında ona
biat edecekler. Onları (ortadan kaldırmak için) Şam’dan bir ordu
gönderilecek. Ordu Mekke-Medine arasındaki el-Beyda’da yere
batırılacak. İnsanlar bunu görünce Şam’ın Ebdâl’ı ve Irak ahalisinin
velileri ona gelip biat ederler. Sonra Kureyş’ten, dayıları Kelb
kabilesinden olan bir adam zuhur eder ve (Mehdi ve adamlarına) karşı
bir ordu gönderir. Ama onlar bu orduya galebe çalarlar. Bu ordu,
Kelbî’nin (ihtirasıyla çıkarılmış) bir ordudur. Bu Kelbî’nin ganimetine
iştirak edemeyen zarara uğramıştır. Mehdi, malı taksim eder. Halk
arasında peygamberlerinin sünnetini (ihya eder ve onun) ile amel eder.
İslâm yeryüzüne yerleşir. Yedi yıl hayatta kalır. Sonra ölür ve
müslümanlar cenaze namazını kılarlar.”
(Ebu Dâvud: 4286, 4288, 4289)
“Ticaret ve yolların kesildiği ve fitnelerin çoğaldığı zaman,
muhtelif beldelerden yedi âlim, her birinin beraberinde üç yüz on küsür
kişi olduğu halde, birbirlerinden habersiz bir şekilde Mekke’de bir
araya gelirler.
Biri diğerine: ‘Burada ne arıyorsun?’ diye sorar.
Ona şöyle derler:
‘Biz o şahsı aramak için geldik ki, fitneler onun eliyle sönebilir.
Kostantiniyye onunla feth edilir. Biz onu ismi ile ve anasının,
babasının ismiyle ve ordusu ile tanırız, Mekke’de olduğunu da
biliyoruz.’
Bu yedi âlim bu konuda birleşirler, onu ararlar ve Mekke’de bulurlar.
Ve kendisine: ‘Sen falan oğlu falansın’ derler. O ise: ‘Ben sadece
Ensâr’dan birisiyim.’ der. Onların elinden kurtulur. Onu tanıyan ve
bilenlere anlatırlar. Bunun üzerine: ‘Aradığınız sahibiniz odur ve
Medine’ye gitmiştir.’ denilir. Bu defa onu ararlar, halbuki o tekrar
Mekke’ye dönmüştür. Onu tekrar Mekke’de bularak yine: ‘Sen falan oğlu
falansın, annen de filân kızı filânedir, sende şu alâmetler vardır.
Birinci defa bizden kurtuldun, uzat elini sana biat edelim.’ derler.
Bunun üzerine o ‘Ben aradığınız değilim.’ der ve tekrar Medine’ye
gider. Medine’de yine aranınca tekrar Mekke’ye döner. Mekke’de
kendisini Rükûn’da bularak şöyle derler: ‘Eğer biatlarımızı kabul
etmezsen, bizi aramakta olan ve başında Haddam’dan birisinin bulunduğu
Süfyanî ordusuna karşı korumazsan, günahlarımız senin üzerine ve
kanlarımız da boynuna olsun!’ derler. Bunun üzerine Mehdi, Rükûn ile
Makam arasına oturur ve elini uzatarak biatları kabul eder.
Allah da onun muhabbetini insanların sinelerine yerleştirir. O daha
sonra gündüz arslan, gece ise âbid olan bir kavimle beraber olur.”
(İmam-ı Süyûtî)
“Mehdi’nin bayrağında: ‘Biat Allah içindir.’ yazılıdır.” (İmam-ı Suyûtî)

• Hakimiyeti:
“O zât insanlar içerisinde Peygamber -sallhz.Mehdi(a.s.) Allahu
aleyhi ve sellem-in sünneti ile amel eder. İslâm yeryüzüne tam mânâsı
ile yerleşir. Yeryüzünde yedi sene kalır, sonra vefat eder ve
müslümanlar onun üzerine namaz kılarlar.”
(Ebu Dâvud: 4286)

• Zamanının Bereketi:
“Benim ümmetim o devirde öyle bir refah bulacak ki, o güne
kadar onun benzerini kesinlikle bulmamıştır. Yer yemişini verecek ve
insanlardan hiçbir şey saklamayacaktır. Mal da o gün çok birikmiş
olacaktır. Adam kalkıp: ‘Bana ver!’ diyecek, Mehdi de: ‘Al!’ diyecek.”
(İbn-i Mâce: 4083)
“Onun hilâfetine yer ve gök ehli, yabani hayvanlar, kuşlar, hatta
denizdeki balıklar bile sevinir. Zamanı bereketli olur, nehirler
suyunu, yer verimini artırır, hazineler çıkarılıp Şam’a getirilir.”
(İmam-ı Süyûtî)

• İsa Aleyhisselâm İle Buluşması:
Ebu Ümâme el-Bâhilî -radiyhz.Mehdi(a.s.) Allahu anh-den şöyle rivayet edilmiştir:
Resulullah -sallhz.Mehdi(a.s.) Allahu aleyhi ve sellem- bize hitab etti. Deccal’i anarak şöyle buyurdu:
“Sonra Medine şehri, sakinleriyle beraber üç defa sallanacak. Bunun
üzerine Medine’de bulunan münâfık erkek ve kadınlardan hiç kimse
kalmayıp hepsi de Deccal’in yanına gidecekler. Böylece demirci
körüğünün demirin kirini pasını giderip attığı gibi Medine de içindeki
pisliği dışına atacak ve o güne kurtuluş günü denilecektir.”
Ümmü Şüreyk bint-i Ebi’l-Aker -radiyhz.Mehdi(a.s.) Allahu anhâ-:
“Yâ Resulellah! Peki o gün Araplar nerede olacak?” diye sordu.
Resulullah -sallhz.Mehdi(a.s.) Allahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
“Araplar o gün az olurlar ve büyük çoğunluğu Beyt’ül-Makdis
(Kudüs)te bulunacaklardır. İmamları da sâlih bir insan (Mehdi)
olacaktır. Sonra imamları öne geçip kendilerine sabah namazını
kıldıracağı sırada Meryem oğlu İsa Aleyhisselâm sabah vaktinde
inecektir. Bunun üzerine İsa Aleyhisselâm’ın öne geçip cemaate namaz
kıldırması için imam (Mehdi) arka arka yürümeye başlayacak. Fakat İsa
Aleyhisselâm elini onun omuzlarına koyacak ve ona:
‘Geç öne namazı kıldır! Zira kamet senin için getirildi.’ diyecektir.
Bunun üzerine imamları (Mehdi) onlara namazı kıldıracaktır.”
(İbn-i Mâce: 4077)
İsa Aleyhisselâm’ın inişini bildiren hadis-i şerif’lere göre; İsa
Aleyhisselâm bir sabah namazı zamanı Şam’a inecektir. Üzerinde açık
sarı elbise bulunacak ve kendisini bir bulut getirecektir. Bulutun
üzerinde İsa Aleyhisselâm iki melek araasında ve onların omuzlarından
tutunmuş vaziyette bulunacaktır. Onun indiğini duyunca hemen yahudiler
ve hıristiyanlar karşılamaya koşarak: “Biz senin ümmetiniz!” diyeceklerse de onlara: “Yalan söylüyorsunuz!”
diyerek kendilerini paylayacak ve ashabının ancak müminler olduğunu
söyleyerek onların halifesini arayacak ve onu namaz kıldırırken görünce
geri çekilecektir.
Câbir bin Abdullah- radiyhz.Mehdi(a.s.) Allahu anh-den rivayet edilen diğer bir Hadis-i şerif’lerinde de şöyle buyuruyorlar:
“Ümmetimden bir taife, kıyamet gününe kadar hakk için muzaffer bir şekilde mücadeleye devam edecektir.
O zaman Meryem oğlu İsa da iner. Müslümanların emiri ‘Gel bize namaz
kıldır!’ der. Fakat o: ‘Hayır! Allah-u Teâlâ’nın bu ümmete bir ikramı
olarak siz birbirinize emirsiniz.’ buyurur.”
(Müslim: 156)
“Deccal, Beytül Makdis’de müminleri muhasara altına alır ve onlara
(müminlere) öylesine şiddetli bir açlık icabet eder ki açlıktan
yaylarının kirişini bile yemek zorunda kalırlar.
Onlar bu halde iken, âniden karanlığın içinden bir ses işitirler ve:
‘Bu tok bir adamın sesidir!’ derler. Bir de bakarlar ki o, İsa bin
Meryem’dir. Namaza kalkarlar, müslümanların imamı Mehdi geri çekilir.
Bunun üzerine İsa bin Meryem; ‘Geç öne namaz senin için ikâme olundu!’
der. Mehdi de onlara namaz kıldırır ve bundan sonra İsa Aleyhisselâm
imam olur.”
(İmam-ı Suyûtî)
Yani Allah-u Teâlâ’nın ona verdiği lütfu tebeyyün ediyor. “Siz Allah-u Teâlâ’nın Resulü’nün nurunu taşıyorsunuz.” mânâsına gelir.
İsa Aleyhisselâm dahi onu kabul edecek ve Allah-u Teâlâ’nın tayini olduğu için öne geçmeyecek.
İsa Aleyhisselâm ki önüne geçmiyor, onun önüne kim geçebilir? Veya karşı gelebilir? Geçtiği zaman durumu ne olur?
Onun nurunu, onun vekâletini taşıdığı için ulül-azm bir peygamber dahi öne geçemiyor.
Hülasa-i kelâm İsa Aleyhisselâm ile Mehdi Aleyhisselâm beraberce İslâm
dininin muzafferiyeti için çalışacaklar, kendilerine verilen vazifeyi
bîhakk’ın yapacaklardır.



hz.Mehdi(a.s.) 125
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.Ravzadesign.de
 
hz.Mehdi(a.s.)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ravza Gülüm :: İslam-i Konular :: Ölüm-Kıyamet-Ahiret-
Buraya geçin: