Ravza Gülüm
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İMÂM-I RABBÂNÎ 21.Mektup

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Zehra
Admin
Zehra


Mesaj Sayısı : 724
Kayıt tarihi : 31/10/09
Yaş : 33
Nerden : Almanya

İMÂM-I RABBÂNÎ 21.Mektup Empty
MesajKonu: İMÂM-I RABBÂNÎ 21.Mektup   İMÂM-I RABBÂNÎ 21.Mektup I_icon_minitimeSalı Kas. 03, 2009 9:43 pm

YİRMİBİRİNCİ MEKTÛB
Bu mektûb, Şeyh Muhammed Mekkî bin hâcı Mûsâ Lâhorîye yazılmışdır.
Vilâyet dereceleri ve vilâyet-i Muhammediyyeyi bildirmekde ve tarîkat-i
Nakşibendiyyeyi övmekdedir:

Şerefli mektûbunuz bu zaîf köleye geldi. Allahü teâlâ ecrinizi
artdırsın ve işlerinizi kolaylaşdırsın ve özrünüzü kabûl buyursun.
İnsanların en üstünü, en temizi “aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti
efdalühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ” hurmetine, bu düâyı kabûl
buyursun! Kardeşlerime bildiririm ki: Ehlüllahın (Fenâ) dedikleri,
ölmeden önce ölmek hâsıl olmadıkca, Allahü teâlâya kavuşulamaz. Hattâ,
(Âfâk)da, ya’nî insanın dışında bulunan uydurma putlara ve (Enfüs)de,
ya’nî insanın içinde bulunan nefsinin isteklerine tapınmakdan
kurtulamaz. İslâmın hakîkatine kavuşamaz. Tam îmân elde etmesi kolay
olmaz. Nerde kaldı ki, Âbidler arasına karışabilsin ve Evliyâlar
derecesine kavuşabilsin. Bununla berâber, bu fenâ makâmı, vilâyet
derecelerine atılan ilk adımdır. Bu yüksek makâm dahâ başlangıcda ele
geçer. Vilâyetin başlangıcı böyle olursa, sonunun nasıl olacağını artık
anlamalıdır. Başını görünce sonunun yüksekliği düşünülmelidir. Şu
fârisî mısra’ ne güzel söylenmişdir. Mısra’ tercemesi:

Gül bağçemi gör de behârımı anla!

Şu fârisî mısra’ da öyledir. Mısra’ tercemesi:

Senenin iyiliği, behârından anlaşılır.

Evliyâlığın dereceleri vardır. Her derece de, birbirinin üstündedir.
Çünki, her Peygamberin makâmı altında vilâyet ya’nî evliyâlık vardır ve
herbirinin vilâyeti kendilerine mahsûsdur. Vilâyetlerin en yüksek
derecesi bizim Peygamberimizin “aleyhi ve alâ cemî’i minessalevâti
etemmühâ ve minettehıyyâti eymenühâ” kademi, ayağı altında bulunan
vilâyetdir. Çünki, ismlerin, sıfatların, şü’ûnların ve i’tibârâtın
Allahü teâlâda bulunması bakımından olsun veyâ bulunmaması bakımından
olsun, karışmadıkları zâtın tecellîsi, yalnız onun vilâyetinde olur
“aleyhissalâtü vesselâm”. Var olan ve varlığı düşünülen bütün
perdelerin ilmde ve aynda yok olması ancak bu makâmdadır ve (Vasl-i
uryânî) denilen yakınlık ve tam vecd hâsıl olur. Onun izinde gidenler
“aleyhissalâtü vettehıyye” bu makâmdan çok pay alırlar. Bu yüksek
dereceye ve büyük ni’mete kavuşmak için onun izine sarılınız “sallİMÂM-I RABBÂNÎ 21.Mektup Allahü
teâlâ aleyhi ve âlihi ve sellem”! Zât-i ilâhînin bu tecellîsi, tesavvuf
büyüklerinin çoğuna göre, şimşek gibi çakıp geçmekdedir. Ya’nî, Zât-i
ilâhîden bütün perdelerin kalkması, şimşek gibi çok az zemân sürer.
Sonra ismlerin ve sıfatların perdeliği hemen araya girer. Zât-i
ilâhînin nûrlarının parlaklığı da perde gibi örter. Zât-i ilâhînin
huzûru, şimşek gibi, bir ân olur. Zâtın gaybeti, ya’nî örtülmesi çok
uzun sürer dediler. Nakşibendiyye Evliyâsının büyüklerine “kaddesİMÂM-I RABBÂNÎ 21.Mektup Allahü
teâlâ esrârehüm” ise, zâtın huzûru dâimîdir. Bu büyükler, çabuk geçen,
hemen gaybete dönen bir huzûra kıymet vermezler. Bu büyüklerin
yüksekliği, bütün yüksekliklerin üstündedir ve bunların nisbeti, bütün
nisbetlerden dahâ üstündür. Bunlar, zâtın devâmlı olan huzûruna
(Nisbet) demişlerdir. (Bizim nisbetimiz, bütün nisbetlerden üstündür)
buyurmuşlardır. Bundan dahâ çok şaşılacak şey, bu büyüklerin yolunun
sonu, başlangıcda yerleşdirilmişdir. Burada Resûlullahın “sallİMÂM-I RABBÂNÎ 21.Mektup Allahü
aleyhi ve sellem” Eshâbının yolunu tutmuşlardır. Çünki, onlar
Resûlullahın “aleyhissalâtü vesselâmü vettehıyye” ilk sohbetinde, sonda
varılabilecek şeylere kavuşurlardı. Bu ise, nihâyetin başlangıca
yerleşdirilmesidir. Muhammed aleyhisselâmın vilâyeti, bütün
Peygamberlerin ve Resûllerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât”
vilâyetlerinin üstünde olduğu gibi, bu büyüklerin vilâyeti de,
Evliyânın hepsinin “kaddesİMÂM-I RABBÂNÎ 21.Mektup Allahü
teâlâ esrârehüm” vilâyetlerinin üstündedir. Nasıl böyle olmasın ki,
bunların vilâyetleri, Sıddîk-ı ekbere bağlıdır. Evet onların
büyüklerinden çok az Velîde de bu nisbet hâsıl olmuşdur. Fekat,
Sıddîk-ı ekberden almışlardır “radıyİMÂM-I RABBÂNÎ 21.Mektup Allahü anh”. Böyle olduğunu Ebû Sa’îd haber vermekdedir. Sıddîk-ı ekberin “radıyİMÂM-I RABBÂNÎ 21.Mektup Allahü
anh” cübbesinin bu velîye geldiği (Nefehât) kitâbında bildirilmekdedir.
Bu tarîkat-i aliyye-i Nakşibendiyyenin üstünlüklerinden az birşey
açıklamamız, talebeyi bu yola teşvîk içindir. Yoksa, ben nerede, onun
üstünlükleri nerede? Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, (Mesnevî)de diyor ki:
İki beytinin tercemesi:

Yazık olur onu açıklamak,
Lâzımdır, aşk gibi çok saklamak.
Fekat söyledim ki, yol bulalar,
Hasret ateşinden kurtulalar.

Size ve doğru yolda gidenlere selâm olsun!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.Ravzadesign.de
 
İMÂM-I RABBÂNÎ 21.Mektup
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İMÂM-I RABBÂNÎ 4.Mektup
» İMÂM-I RABBÂNÎ 20.Mektup
» İMÂM-I RABBÂNÎ 5.Mektup
» İMÂM-I RABBÂNÎ 6.Mektup
» İMÂM-I RABBÂNÎ 7.Mektup

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ravza Gülüm :: İslam-i Konular :: Mektûbât-
Buraya geçin: